Shawn Fanning, 1999 yılında Northeastern Üniversitesi yurdundan Napster’ı piyasaya sürdüğü ve müzik sektörünü geliştirdiğinden beri, her endüstri potansiyel bir teknolojik yıkıma karşı korunmaya alındı.
Bu endişe için makul bir neden var. Uber, taksi ve limuzin endüstrisini gerçekten değiştirdi. Airbnb, otellere ve konaklama yerlerine meydan okudu. Seyahat acentelerinden video kiralama mağazalarına kadar diğer sektörler de dijital yıkım ile yerle bir oldu.
Bu yüzden pek çok avukat Blockchain konusunda endişeleniyor. Blockchain, -internet üzerinden dağıtılmış olan ve her işlemi kaydetmek ve doğrulamak için şifreleme kullanan defter-i kebirler- yeni fikri mülkiyetlerin belirlenmesi ve sözleşme akitlerinin düzenlenmesi için gereken hukuki denetimi gereksiz kılabilecektir. Ama teknoloji, standartlaşmaktan hala yıllarca uzakta. Daha geniş bir bakış açısıyla; Blockchain, kuantum bilişim kontrolü ele alana kadar sadece geçici bir çözümdür. Her iki durumda da, bu teknoloji odaklı yıkım, hukuk sektörünü 20 yıl içinde neredeyse tanınmaz hale getirecektir.
Hukuk Blockchain’i Nasıl Kullanabilir/Kullanamaz?
Avukatların ve devlet kurumlarının varoluş sebebi mülkiyeti korumak ve savunmaktır. Örneğin, evinize sahipseniz, evrak işleri devlet eliyle yapılır. Eğer bir başkası sizin evinize sahip olduğunu iddia ederse, bu dokümantasyon zorlukları ortadan kaldıracaktır. Blockchain ile de, süreç buna benzer olurdu, ancak sözünü ettiğimiz dokümantasyon, bir internet defterinde saklanan veri şeklinde mevcut olurdu. Bu da, teoride, iki tarafın internette var olan akıllı bir sözleşmeye katılabileceği anlamına gelir. Bir taraf şartları ihlal ederse, o zaman her ikisi de orijinal dile bakabilir.
Bu ütopik görüş, insan doğasını ve dilin belirsizliğini- avukatları bugüne kadar iş dünyasında tutan faktörleri gözden kaçırıyor. Peki ya sözleşme iki farklı yoldan okunabilirse ne olur? Sözleşmeye yazılan bir hata varsa ne olur?
Blockchain’in, avukatları gereksiz hale getireceği düşüncesi yanıltıcıdır. Bu düşünce ancak, Blockchain’in bazı faaliyetleri otomatikleştirmek için kullanılmasının muhtemel olması ve bir hukuk bürosunun daha az kadro ile de varolabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Bu da zaten gerçekleşiyor: Bir Deloitte çalışması, önümüzdeki 20 yıl içinde hukuk sektöründeki 114.000 niteliksiz işin otomatikleştirileceğini öngörüyor. Bu durumda, hukuk firmaları için önümüzdeki birkaç yıl içinde kendilerini blokchain uzmanları olarak konumlandırmaları ve müşterilerine bu yeni aracı kullanmalarında yardım etmeleri için büyük bir fırsat var.
Kuantum Bilişim Sorunu
Bu yüzden Blockchain konusunda iyimserim. Gelişmekte olan bir başka teknoloji hakkında daha az bilgim var; kuantum bilişim. Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun unutulmaz bir biçimde açıkladığı gibi, kuantum bilişim, çok daha küçük bir alanda çok daha karmaşık bilgi işlemlere izin veren, alıştığımız ikili (açık/kapalı ve 1/0 ) bilişim şeklini aşar niteliktedir. Pratikte bu, kuantum bilgisayarlarının günümüzün en güçlü bilgisayarlarından milyonlarca kat daha güçlü olacağı anlamına geliyor.
Bu da algoritmaların en akıllı avukatlardan daha akıllı olabileceği anlamına geliyor. Bilindiği gibi “Hesaplama Hukuku” hukuki akıl yürütmeyi otomatik hale getirir. Geleceğin hukuk firmaları, hesaplamalı hukuk uygulamalarının (CLA) geliştiricileri ve bulut tabanlı CLA sağlayıcıları olabilir.
Bu arada, kuantum bilişim Blockchain’in altında yatan şifrelemeyi deşifre edecektir. Bu da, Blockchain’deki hiçbir “güvenli” akıllı sözleşmenin artık güvenli olmayacağı anlamına gelir.
Çok Farklı Bir Hukuk Mesleği
Kuantum bilişimin ne zaman devreye gireceğini ve AI’nın nasıl ilerleyeceğini kimse bilemezken, yalnızca insanın akıl yürütmesine dayanan bir hukuk mesleğinin teknik tabanlı yıkım ve karmaşaya direnemeyeceği açıktır.
Sadece birkaç yıl ileriye bakmak gerekirse, bu meslek değişecektir çünkü sözü edilen güçlü araçlar, avukatlara kaba taslak analizlerden ziyade işlerinin kişilerarası ve yaratıcı yönlerine daha çok odaklanmaları için imkan verecektir.
Diğer meslek dalları gibi, hukuk da bir sonraki teknolojik yenilik dalgasından sonra daha farklı görünecek. Bu, avukatlar ve müstakbel avukatlar için bazı kısa, sancılı dönemlere neden olacaksa da, ortalama bir vatandaş için faydaları ortada olacaktır. Avantajlar arasında daha iyi temsil, daha düşük maliyet ve daha yüksek verim olacaktır. Toplum için değişim, net bir şekilde pozitif yönde olacaktır.
Yayın Editörü: Sanem Güven
Asıl: Monica Kent
August, 27
Looking Ahead
Araştırma tutkusu ve azmi ile Bilişim Hukuku alanında çalışmalar yapan , iyi seviyede ingilizce bilen Eylül Hanım halen İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenim görmeye devam etmektedir.
